İnsanlar sosyal canlılardır. Bir toplumun bir grubun parçası olmaya ihtiyacımız vardır. Diğer yandan eğer birbirimizi anlayacak bir aracımız olmasaydı da o topluluğu asla oluşturamazdık. Şimdi sizlere iletişim araçlarımızın evrimleşmesinin veya o toplulukları nasıl oluşturduğumuzun detaylarını anlatmayacağım çünkü zaten bizden evvel yaşayan atalarımız bu detayları çoktan çözmüşler sağ olsunlar. Bugünün teması elde ettiğimiz iletişim yollarını iş ve ofis hayatında nasıl daha etkili kullanabiliriz. En İlkel Dil; Beden Dili İletişim araçları derken aklınıza hemen bizim dışımızdaki cisimler gelmesin telefon ve bilgisayar gibi. Öncelikle kendi bedenimiz iletişimi başlatan başlıca aracımız. Konuştuğumuz dil bile ortaya çıkmadan bugün bedeni dili olarak nitelendirdiğimiz konu başka bir birayla iletişim kurmanın tek yoluydu. Zamanla çıkardığımız sesler düzenli diller oluşturunca hele bir de bunu yazıya dökünce epey bir yol kat etmiş olduk. Şu an ise e posta, online telefon servisleri falan derken aslında en kullanamadığımız iletişim aracı da kendi bedenimiz oldu. Anlatmak istediğimizi karşı tarafa ya aktaramıyoruz ya da diğer insanlarla ortak beden sözlüğüne sahip olmayı çoktan bıraktık. İşte bu aşamada iş ve ofis hayatında işbirliğini sağlayacak en önemli şey olan güveni oluşturmak için bu ortak beden dilini yeniden keşfetmemiz gerekiyor. Öncelikle her zaman dik ve kendinden emin bir duruş sergilemeliyiz. Ancak üstlerimize karşı bu dik durmayı abartmak onun yetkinliğini saymamak olarak algılanabilir. Unutmayın ki burnumuzu havaya kaldıracak kadar geriye doğru durmak özgüven değil kibir göstergesidir. Bizim burada vermek istediğimiz mesaj ise; “evet ben yapmam gerekeni en iyi şekilde başarabilir, bu işi halledebilirim”dir. Tokalaşma ilk tanıştığımız insanlar başta olmak üzere, selamlaşma olarak gerçekleştirildiğinde bile sonra dakikalarda ortamın nasıl bir havada olacağının habercisidir. O gün moralinizin düşük olduğu veya sevgilinizden ayrıldığınızı parmak uçlarınızdan karşı tarafa iletmeseniz de olur. Kadın olsun erkek olsun karşı tarafın elini kararlı, çok veya tam tersi karşı tarafı huzursuz edecek kadar hafif sıkmayın. Kararında bir tokalaşma “evet çalışmaya hazırım” enerjisi vermelidir. Son olarak temel beden dilinde birini dinlerken ellerinizi, kollarınızı bağlayarak oturmayın. İnsanlar sıkıldıklarında, üşüdüklerinde ve uykuları geldiğinde mümkün olduğunda içlerine gömülürler. Kollarınızı kilitlemek de bu davranış bütününün bir parçasıdır. Konuşuyorum Öyleyse Varım Geçelim en fazla kullandığımız yönteme; elbette ki konuşmak yani dili kullanmak. İş arkadaşlarımızla veya görüşme yapacağımız insanlarla konuşurken öncelikle ses tonu önemlidir. Çok bağırmamak elbette nezaketten dolayıdır. Ancak bunu yaparken de fazla kısık sesle mırıldanır gibi konuşmak bizi başka bir kaba davranışa sürüklemiş olur. Karşı tarafın duyabileceği tonda ve anlayabileceği bir telaffuzla konuşmak esastır. Kelimelerin seçimi tanımadığınız insanlarla yakınlık kurabilmek açısından yaşlarına ve konumlarına uygun olmalıdır. 20 yaşındaki birine Osmanlıca tamlamalar kullanarak dil zenginliğinizi göstermeye çalışmak çok iyi bir strateji olmayabilir. Peki konuşabiliyoruz ve az önceki bahsettiklerimizi uygulayabiliyoruz diye hep biz mi konuşacağız; elbette ki hayır. Karşı taraf ile bir bağ kurmak ise amaç, aktif ve iyi bir dinleyici olmayı başarmak bunun anahtar noktasıdır. İnsanlar ses çıkarmanın ötesine geçip konuşabilmeyi ve dili oluşturmayı başardığında bu özelliklere yardımcı olacak başka kabiliyetler de edindiler. Mesela birinin bizi gerçekten dinleyip dinlemediğini fark edebilme yeteneği bunlardan biri. Öbür türlü, yani karşıdakinin bizi dinlemediğini anlamasaydık devamlı konuşur, hayatta kalmak için ayırmamız gereken enerjinin çoğunu buna aktarır ama yine hiçbir işi aktif olarak çözememiş olurduk. Bu da tüm kaynaklarımızı boşa tüketmek anlamına gelirdi. Bu yüzden biz de dinlerken karşı tarafa boşa çaba harcıyormuş hissini vermezsek daha sağlam bir güven geliştirmiş oluruz. Yine aynı mantıkla ilerlersek kanıt sunamayacağımız şeyleri savunmak için durmadan konuşmak da emek ve zaman kaybıdır olup karşı taraf ile o istenen iletişim frekansını yakalamaktan uzaklaştıracaktır bizleri. En önemli ve dengeyi sağlamamız gereken konulardan biri de ricada bulunmak. Ofiste astımız veya üstümüz olarak çalışan herhangi birinden bir şey isterken nazik olmayı elden bırakmamalı ancak bunu yaparken biraz aşırıya kaçmak isteğinizin esas doğasından uzaklaştırabilir söylediklerinizi. Açık ve net olmak önemlidir. Diğer bireylerle daha iyi anlaşmanın en etkili yolu birebir olarak en güven veren bağı kurmaktır. Beraber iş yürüteceğimiz insanlarla kurduğumuz bu güven ortak çalışmaların verimi arttıracak, as-üs ilişkisinde saygı oluşturacak ve yaratıcı fikirlerimizi güvenle ortaya koymamızı sağlayacaktır.